"Proje yolculuğumuz Mardin'de bir şeyi dönüştürmek üzere başladı. Ana kavram olarak ETKİLEŞİM'i esas aldık, tabii proje süreciyle birlikte kendi kavramlarımızı da ürettik. İlk etapta kentin dinamikleri üzerine gözlem yaptık. Zinciriye Medresesi'ne giden merdivenleri seçtik çünkü insan yoğunluğu ve yoğunluğun getirdiği hareketlilik fazlaydı. Yoğunluğu ve yoğunluk yönünü değiştirebilir miyiz diye düşünürken MANİPÜLASYON'da karar kıldık. Perdeyi asarken bile tepkiler aldık. Negatif tepkiler, bol sorulu zamanlar ve meraklı gözlerle karşılaştık. Yoğunluk hareketini değiştirmekle beraber etkileşimle bağdaştırabileceğimiz doğal bir veri elde ettik. Merdivenden caddeye doğru RÜZGAR esiyordu. Rüzgarı dönüştürme aşamasına koyulduk.
"Rüzgarı hapsetmek, hissettirmek, dokunsallaştırmak, görselleştirmek, işitselleştirmek" kavramları üzerine çalışmaya, deneyler yapmaya başladık. Yaptığımız deneyler balondan baloncuk deneylerine doğru ilerledi. Anlık oluşan baloncuk rüzgarı içine hapsedip görselleştiriyordu, öte yandan da kısa sürede patlayıp ufak patlama sesleriyle işitselleşip, ıslaklık hissiyle de dokunsallaştırıyordu. Baloncukla birçok kavramımız hayat buldu. Kısa süreli baloncuk oluşumu bize <EPHEMERAL> kavramını verdi. Oluşan baloncuğu nasıl daha uzun süreli, en azından birkaç saniyelik kılabiliriz? Araştırmalarımızı ve deneylerimizi artırarak kendi baloncuk solüsyonumuzu bulduk. Baloncuğu mekâna dönüştürmeye çalıştık. Birebir işleyecek şekilde kendi sistemimizi kurduk; kasnak, hazne, ip gibi materyallerle. Birkaç deneme yanılma sonrası eksiklerimizi fark ettik. Sonrasında, işe yaradığını gördük. Oluşturduğumuz baloncuk kişinin etrafını sarıyordu, adeta görünmeyen bir duvar gibi. Adı neden CİDAR (duvar) olmasın ki!
Baloncuk ya da baloncuklardan oluşan bir mekân nasıl yapabiliriz? Tek kişilikleri çoğaltarak mekânda nasıl duracaklarına dair eskiz çalışmaları yaptık. Hepsine girilmeli mi?
Cidarları tek kişilik yapmaktansa farklı ebatlarda oluşan kasnakları denedik çizim üzerinde ve yeni düzenlemeler sonrası maketini yaptık. Tam da istediğimiz gibi oldu aslında. Öncesinde sistemi taşıyacak olan strüktürü hurdacılardan toplayacağımız demirlerle hayal etmiştik fakat demir o mekânda hem hantal dururdu hem de tehlikeli. Makette file örerek en pratik çözümü bulmuştuk, hem de çok hafif... Bunu mekânda da yaptık. Önce dokuma tezgahı gibi çengelli çivileri duvara sabitleyip paralel ipler çektik. Dikine örmeye başlayarak bitirdik ve kasnakların gelecekleri yerlerin izdüşümünü makasla keserek boşalttık. Mekâna giren kişinin ilk ne göreceği tasarlanmış durumda; yerleştirilen cidarların kontrol noktası tek bir yerde. Akış kullanıcıya bırakıldı, istediği yükseklikte tek tek cidarları yükseltebilir. Bir de bizim ayarladığımız durum var: aynı anda ipler çekildiği takdirde hepsinin aynı anda ama farklı yükseklikte kalktığını görebilecek şekilde; tıpkı bir ekolayzır göstergesi gibi."
Cidar from kentin girdaplari on Vimeo.
mikail oguz_- esra keklik
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder